Batı metafiziği geleneği insanı, doğa ve
mahlûkat ile arasındaki mesafe üzerinden kurgular. Düşünen insan bir anlamda
yüce yetilerini bu mesafede yaratır. Doğa ile insan arasındaki mesafenin
kapanma korkusu, modern uygarlığı yaratan bilinçtir. Sanat için ise uygarlığı
yaratan bu mesafe; bir tedirginlik ve korku alanı değil, onun ontolojisinin
olmazsa olmazı, unutulmuş, sessiz bir varoluş alanının evidir. Sanat; modern
insanın uzaklaşmak istediği doğanın sessiz ve kapalı dünyasına sızarak, insanı
mümkün olmayan bir bütünleşmenin arzusuyla tanıştırır. Bu unutulmuş arzu sayesinde
Sanat, Modern Aklın aksine, ilkel olanın bakışını her daim kendinde saklı tutar
ve uygarlık karşıtı bakışı içselleştirir. Hayvanın ve mahlûkatın kapalı
dünyasına sızmaya çalışan Sanat, uygarlığın kapattığı o mesafede bir “açıklık”
yaratır.
Birincil Dil | Türkçe |
---|---|
Bölüm | Makale |
Yazarlar | |
Yayımlanma Tarihi | 29 Eylül 2019 |
Yayımlandığı Sayı | Yıl 2019Sayı: 2 |
ARTS, CC BY-NC 4.0 ile lisanslanmaktadır