Yugoslavya
Sosyalist Federal Cumhuriyeti (YSFC), İkinci Dünya Savaşı (1939-1945)
sonrasında Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği (SSCB) liderliğindeki Demir
Perde ülkeleri arasında yer almayı reddeder. Kuzey Atlantik Antlaşması
Örgütü’ne (NATO) de dahil olmaz. Daha özgürlükçü bir sosyalizmi benimseyerek
Üçüncü Dünya’nın öncüsü rolünü üstlenir. Yugoslavya, soğuk savaşın hüküm sürdüğü
iki kutuplu dünyada elli yıla yakın bir süre ayakta kalmayı başarır. Kurucu
lideri Josip Broz Tito’nun (1892-1980) ölümü Yugoslavya için sonun başlangıcı
olur. Ekonomik kriz, işsizlik, Batılı yaşam tarzına duyulan özlem ve yükselen
milliyetçilik; “kardeşlik ve birlik” sloganında vücut bulan sosyalizm
ideallerine duyulan inancın içini boşaltır. Yugoslavya, farklı etnik gruplar
arasındaki çatışmaların giderek şiddetlenmesiyle parçalanma sürecine girer.
Bu çalışmada,
yönetmenliğini Rajko Grlic’in (1947-…) yaptığı Karaula (2006) filmi, amaçlı örneklem olarak seçilmiştir. Filmde, Yugoslavya-Arnavutluk
sınırındaki bir karakolda görev yapan farklı etnik gruplara mensup askerler
arasındaki ilişkiler, parçalanma sürecine giren Yugoslavya’nın mikro ölçekteki bir
temsili olarak sunulmuştur. Filmin analizinde Fredric Jameson’ın (1986; 2008b)
Üçüncü Dünya anlatılarının ulusal alegori olarak okunabileceği argümanı temel
alınmış; Arjun Appadurai’nin (2008) “öfke coğrafyası”, “kızgınlık fazlalığı”,
“aşağılama dürtüsü”, “döneklik”, “ihanet”, “sarsılan güven”, “nefret” ve “komşu
dehşeti” kavramlarından yararlanılmıştır. Bu çalışmanın amacı, Karaula filminin, Yugoslavya’nın
parçalanma sürecine ilişkin Üçüncü Dünya anlatılarına özgü bilinçli ve açık bir
alegori içerdiğini ortaya koymaktır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 29, 2019 |
Published in Issue | Year 2019Issue: 2 |
ARTS is licensed under CC BY-NC 4.0