Heidegger’s philosophy of art as a critique of aesthetics is thinking about the broken connection between the work of art and the truth and when it search the origin of the work of art using hermeneutics, it reaches poetry. This conclusion, explains the relation between art and language as the home of existence on the one hand, and on the other hand, illuminates the link between the artist and existence. The work of art creates value by setting up the truth and makes meaning the world. The basic requirement of this, is to deny the subject /object duality, in other words smashing metaphysics thus aesthetics. Post metaphysics era when philosophy comes to end, the task of the thinking is to make an expedition through the paths of thought. The concept of road and traveling has the existential importance for Kiarostami who is mostly known for his movies. He created works of art in many art branches including poetry during his forty years of his artistic career. Kiarostami’s versatility also being a poet provides a suitable ground for the Heideggerian approach in the interpretation of his works. The work of art for Kiarostami is like a journey aiming to reach a new perspective of existence. In his journey poem explores the myth of existence. This myth is something that including concealment and unconcealedness at the same time, wincing to be explained. Artist tries to silent-tell about this issue.
Heidegger’in estetiğe karşı bir eleştiri olarak geliştirdiği sanat felsefesi, sanat eserinin hakikatle kopmuş olan bağı üzerine düşünür ve sanat eserinin kökenini araştırırken, hermenötiği kullanarak şiire ulaşır. Bu sonuç bir taraftan sanatla varlığın evi olarak dil arasındaki ilişkiyi açıklarken, öbür taraftan sanatçıyla varlığın ilişkisini aydınlatır. Sanat eseri hakikati kurarak değer üretir ve dünyayı anlamlandırır. Bunun temel şartı, süje / obje ikilemini reddetmek, yani metafiziği ve böylece estetiği çökertmektir. Metafizik sonrası ve felsefenin bittiği zaman düşünceye düşen, düşünce patikalarında yolculuk yapmaktır. Yol ve yolculuk kavramı, daha çok sinemasıyla tanınan Kiarostami için varoluşsal bir öneme sahiptir. Kırk senelik sanat kariyerinde şiir dahil birçok sanat alanında eser veren Kiarostami’nin çok yönlülüğü ve ayrıca şair oluşu, eserlerinin yorumunda Heideggerci bir bakış açısıyla okunmaya uygun bir zemin hazırlar. Kiarostami için sanat eseri, varlık üzerinden yeni bir perspektife sahip olmak amacıyla yapılan bir yolculuk gibidir. Şair yolculuğunda varlığın gizemini keşfeder. Bu gizem aynı zamanda gizlilik ve açıklığı içeren ve izah edilmekten çekinen meseledir. Sanatçı sanat eseri aracılığıyla bu meseleyi suskun bir şekilde konuşmaya çalışır.
Primary Language | Turkish |
---|---|
Journal Section | Research Articles |
Authors | |
Publication Date | September 15, 2020 |
Published in Issue | Year 2020Issue: 4 |
ARTS is licensed under CC BY-NC 4.0